Dolar currency
39,8512
0.07%

Ben Aslında Memnunum Ama…

YAYINLAMA:
Ben Aslında Memnunum Ama…

Ben aslında memnunum.
Eminim bu cümleyi okur okumaz bazıları “tamam işte, bu da AKP’li” diyecek. Eleştirmeye hazır bekleyenler olacaktır. Ama mesele bu değil. Ben bir parti mensubu değilim. Ne siyasetten beslenirim, ne de bir yerden referansla konuşurum.
Sadece bu ülkede yaşayan, düşünen, olup biteni takip eden biriyim.
Ve hakkı teslim etmekten de, yanlışı söylemekten de çekinmem.

Türkiye son 20 yılda birçok konuda önemli adımlar attı. Özellikle savunma sanayisinde.
Sadece tabelaları değil, zihniyetleri dönüştüren işler yapıldı. O yüzden bazı şeyler için net konuşuyorum: Sayın Cumhurbaşkanı’nın bu alandaki ısrarı yerindedir. Kararlılığı olmasaydı, bugün İHA/SİHA teknolojisinde bu noktada olamazdık.

Ancak bu memnuniyetim “her şey mükemmel gidiyor” anlamına da gelmiyor.
Hatta aksine; benim asıl itirazım, bu başarıların sürdürülememesi, devletin genelinde liyakatin hâlâ istisna kalmasıdır.

Abdullah Gül - Ali Babacan döneminde ekonomide bir denge vardı. Enflasyon düşüktü, yatırımcı yabancıydı ama kaliteliydi. Bütçe disiplini vardı. Kurumsal ciddiyet hissediliyordu. Şimdi ise ekonomide bir yönetim dağınıklığı seziliyor. Her konuşmada ayrı mesaj veren bakanlar, farklı yönlere çeken bürokratlar ve kararları doğru anlatamayan iletişim kanalları var. Devlet dediğiniz şey, bu kadar kişiselleştirilemez; sistem olmak zorundadır.

Bugün bazı kurumlardaki isimlere bakınca, umutlanıyorum. Prof. Dr. Haluk Görgün gibi isimler, doğru yerde durduklarında etkili olabiliyorlar. Ama aynı yapı içinde hâlâ “kimseye dokunmayalım” mantığıyla yıllardır aynı koltukta oturan, sadece evrak taşıyan, hiçbir çözüm üretmeyen, temizliğe gelince bile işini düzgün yapmayan bir devlet içi hantallık da mevcut.
Bu sadece ekonomiyle sınırlı değil. Eğitimde de böyle. Ortaokuldan itibaren sistem yorgun, öğretmen bitkin, öğrenci yönsüz. Kimse birbirini duymuyor. En fazla “proje” üretiliyor ama içi boş. Kalite yok, hedef yok, gelecek yok.

Ben aslında memnunum ama…
İyi işler kötü kadrolarla yıpratılıyor.
Doğru vizyonlar yanlış kişilerle gölgeleniyor.

Bu ülkenin potansiyeli yüksek. Ama o potansiyelin önündeki en büyük engel, kötü niyet değil – kötü kadrolardır.
Ve bu sorunlar görmezden gelinirse, başarılar yalnızca birkaç sektörde sıkışır. Geri kalan memuriyet çarkı dönmeye devam eder. Sadece döner, üretmez.

Sayın Cumhurbaşkanım,
Siz bu ülkeyi en zor dönemlerde yönettiniz. Gerektiğinde masaya yumruğunuzu vurdunuz, savunma sanayisini sıfırdan var ettiniz.
Bugün de aynı kararlılığı bürokraside görmek istiyoruz.
Lütfen özellikle memur sistemi başta olmak üzere liyakati yeniden ve kararlılıkla sağlayın.
Çünkü artık bu ülke ehliyetsizlikten değil, gecikmiş kararlardan zarar görüyor.

Yorumlar
Aşağıdaki görselde işlemin sonucu kaçtır?
Captcha Image
* Bu içerik ile ilgili yorum yok, ilk yorumu siz yazın, tartışalım *