
Trendyol üzerinden sipariş verdiği ütü günlerce kargoya verilmeyince, müşteri satıcıya nazikçe ulaştı. Sipariş numarasını yazdı, durum sordu. Beklentisi basitti: “Ne zaman kargoya verilecek?”
Ancak aldığı cevap, alışveriş tarihinde eşine az rastlanır cinstendi:
“Vermiyorum kargoya, iptal et banane.”
Sadece ütü almak istemişti. Gelen cevap, buhar ayarında ego yüklüydü.

Müşteri, sabrını koruyarak iletişimi devam ettirmeye çalıştı. "Teslim süresini çoktan aştınız, kargolamanızı bekliyorum." diyerek durumu hatırlattı.
Ancak satıcı, her geçen dakika daha da ciddiyetsizleşti:
“Etme banane, ben de vermiyorum.”
Ve ardından gelen anlamsız bir kısaltma: “K.E.S.A.Q.”
Ne ürün var ortada ne de muhatap. Müşteri hizmeti değil, adeta skeç senaryosu gibi.

Müşteri, artık Trendyol’a şikâyet edeceğini belirtiyor. Ciddi bir dille yazıyor, muhatap bulma derdinde.
Ancak satıcı yine alaycı:
“Çokta umrumda.”
Bu kez iş, yazılı hakaretten emojili hakarete geçiyor. Satıcı, hiçbir açıklama yapmadan müşteriye orta parmak emojisi gönderiyor.
Bu durumun ne müşteri haklarıyla ne de ticaret ahlakıyla ilgisi var.

Israrla ürününü talep eden müşteri, “Amacınız ne? Bu nasıl bir yaklaşım?” diye soruyor.
Satıcı ise konuyla hiçbir ilgisi olmayan cevaplarla müşteriyi aşağılıyor:
“Kaç yaşındasın?”
Müşteri yaşını paylaşmak zorunda bırakılıyor, hâlâ ürün yok, bilgi yok.
Son mesajda ise satıcı, “Önce sen aç” gibi anlamsız ifadelerle diyaloğu iyice karikatürize ediyor.

Tüm bu kaosun öncesi... Müşteri ilk mesajında yalnızca bilgi almak istemişti:
“Siparişim ne zaman kargoya verilecek?”
Ne hakaret, ne sitem… Sade bir soru.
Ancak karşısındaki satıcı, ne kurumsal kimlik ne de müşteri anlayışı taşımadığını mesajlarıyla açıkça ortaya koydu.
Bir ütü siparişiyle başlayan bu alışveriş, dijital kabusa dönüştü.

Trendyol’dan Hâlâ Ses Yok: Bu Kaçıncı Skandal?
Yaşanan bu olay ne ilk ne de son. Daha önce de birçok kullanıcı, benzer şekilde siparişi teslim edilmeyen, hakaret içeren mesajlar alan veya dolandırıcılığa maruz kalan satıcılarla karşılaştığını kamuoyuna duyurmuştu. Ancak her seferinde Trendyol'un “şikâyetinizi değerlendirmeye aldık” söylemi dışında ciddi bir aksiyon görülmedi.
Binlerce satıcının olduğu bir platformda denetim ve yaptırım mekanizması işletilmediği sürece bu tür rezaletlerin sonu gelmeyecek. Trendyol’un sadece reklamla değil, sahadaki mağduriyetlerle de ilgilenmesi gerekiyor.
Ütü siparişiyle başlayan bu olay, Trendyol’un dijital pazaryerindeki denetimsizliğinin ne denli büyük bir sorun haline geldiğini bir kez daha gözler önüne serdi.
Tüketici koruması değilse, bari itibar için harekete geçin!
Zira bu rezaletlerin ardı arkası kesilmiyor.