Türkiye’de eğitim artık bir temel hak değil, lüks bir “prestij yatırımı”na dönüşmüş durumda. Bu dönüşümün en çarpıcı örneklerinden biri ise Koç Vakfı Okulları’nın 2025-2026 eğitim-öğretim yılı için açıkladığı fiyat listesiyle bir kez daha gözler önüne serildi.
Koç Okulları, 1. sınıfa başlayacak bir öğrencinin eğitim ücreti için 1 milyon 702 bin 800 TL talep ediyor. Peşin ödemede ise bu ücret 1 milyon 617 bin 660 TLye düşüyor. Üstelik bu tutarlara yemek, kırtasiye, kıyafet, servis gibi kalemlerin dahil olup olmadığı açıklanmıyor.
Türkiye'deki Diğer Seçkin Okullarla Karşılaştırma
Koç Okulları’nın bu fiyatı, Türkiye’de benzer eğitim anlayışına sahip köklü özel okulların ücretlerinin oldukça üzerinde:
Okul Adı | 2025-2026 1. Sınıf Ücreti |
---|---|
SEV Okulları | 1.350.000 TL |
ENKA Okulları | 1.100.810 TL |
Özel Sezin Okulu | 936.365 TL |
ALEV Okulları | 990.000 TL |
MEF Okulları | 943.560 TL |
Bilfen Okulları | 712.080 TL + KDV |
Terakki Vakfı Okulları | 696.600 TL + KDV |
Fide Okulları | 670.000 TL + KDV |
BJK Kabataş Vakfı Okulları | 966.000 TL |
İELEV Okulları | 962.609 TL |
Çoğu okulda bu ücretlere yemek ve etkinlikler dahilken, Koç Okulları'nın ücretinde bu detaylar ayrıca ücretlendirilirse velilerin karşılayacağı toplam meblağ 2 milyon TL’ye yaklaşabilir.
Avrupa'da Özel Okul Daha Erişilebilir
Almanya’da uluslararası özel okul ücretleri yıllık 11.000 – 29.000 Euro (yaklaşık 400-1.000 bin TL) arasında değişiyor.
İngiltere’de özel liseler için yıllık ücret 14.000 – 28.000 GBP (yaklaşık 570-1.150 bin TL) arasında seyrediyor.
Yani çocuğunuzu Koç Okulları’nda okutmak için ödeyeceğiniz ücretle, Avrupa’da özel okulda 3 yıl boyunca eğitim aldırmanız mümkün.
Peki Öğretmenler Bu Ücretlerden Ne Alıyor?
En dikkat çekici çelişkilerden biri ise bu kadar yüksek ücretlere rağmen, okulların öğretmenlerine ödediği maaşların çoğu zaman tatmin edici seviyelerde olmaması.
Bazı büyük özel okullarda bile yeni başlayan öğretmen maaşları 30.000 – 40.000 TL bandında, deneyimli öğretmenlerde ise maksimum 60.000 – 70.000 TL düzeyinde kalıyor.
Bu da yıllık 1,5 – 2 milyon TL ödeyen velilerin, çocuğunu emanet ettiği öğretmenin aldığı maaşın bu sistem içinde ne kadar düşük kaldığını gözler önüne seriyor. Eğitim kurumları kaliteli eğitimi gerekçe göstererek fiyatları artırırken, eğitimin öznesi olan öğretmenlerin ekonomik tatmini sağlanmadığı sürece, bu kalitenin sürdürülebilirliği de sorgulanır hâle geliyor.
Eşitsizlik Derinleşiyor
Orta gelirli aileler için bu ücretler artık hayal bile değil. Gelir adaletsizliği derinleşirken eğitim alanında da fırsat eşitliği her geçen gün daha fazla yara alıyor. Özel okulların “bir elit çevre oluşturma” çabasıyla ücretlerini bu denli yukarı çekmesi, sadece eğitim sistemine değil, sosyal bütünlüğe de zarar veriyor.
Sonuç Yerine: Bir Soru Soralım
Bu noktada hem velilere, hem kamuoyuna, hem de eğitim politikalarını belirleyenlere şu soru sorulmalı:
Gerçekten çocuk mu okutuyoruz, yoksa bir prestij kartına servet mi yatırıyoruz?