Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası (TCMB), 24 Temmuz tarihli Para Politikası Kurulu (PPK) toplantısının özetini yayımladı. Özet metinde, temmuz ayında enflasyonda geçici bir artış öngörülürken, ana eğilimdeki ılımlı seyrin korunduğu belirtildi. Merkez Bankası ayrıca fiyatlama davranışları, beklenti yönetimi ve dışsal risk unsurlarına da dikkat çekti.
Yönetilen/Yönlendirilen Fiyatlar ve Temmuz Etkisi
Temmuz ayında gerçekleşen vergi güncellemeleri (ÖTV, KDV ve maktu vergi artışları) ve kamu fiyat ayarlamaları (doğal gaz, akaryakıt, tüpgaz) ile birlikte yönetilen/yönlendirilen fiyatların enflasyon üzerinde yukarı yönlü baskı oluşturduğu belirtiliyor. Bu durum, TÜFE sepetinde ağırlığı yüksek olan enerji ve ulaştırma gruplarında sert geçici artışlara yol açabilir.
Örneğin, sadece akaryakıtta yapılan ÖTV artışı litre başına 2,5-3 TL’lik ek yük anlamına geliyor. Bu, doğrudan ulaştırma maliyetlerine; dolaylı olarak ise çekirdek enflasyon göstergelerine yansıyabilir.
Hizmet Enflasyonu: Katılığın Merkezinde
TCMB'nin özellikle vurguladığı “zamana bağlı fiyat belirleme eğilimi yüksek alt kalemler” ifadesi, eğitim, kira, sağlık ve lokanta-otel gibi hizmet sektörlerinde görülen enflasyonist katılığa işaret ediyor. Bu gruplar, mevsimsel ya da dönemsel zamlarla yılda bir ya da iki kez güncellenmekte olup, fiyatların yapışkanlığını artırıyor. TCMB, bu kalemlerin aylık bazda yüksek katkı verdiğini belirtiyor.
Örnek: Haziran ayında hizmet enflasyonu %4,3 ile manşet TÜFE’nin (yüzde 3,2) oldukça üzerinde gerçekleşmişti.
Beklentilerde Bozulma Riski Devam Ediyor
Özette "fiyatlama davranışları" ve "enflasyon beklentileri"nin risk unsuru olmaya devam ettiği belirtiliyor. TCMB'nin Haziran 2025 Beklenti Anketi'ne göre:
12 aylık enflasyon beklentisi: %31,2
24 aylık enflasyon beklentisi: %19,8
Yıl sonu Dolar/TL beklentisi: 39,50
Bu rakamlar, piyasanın dezenflasyon sürecine olan güveninde sınırlı iyileşme olduğunu ve TCMB’nin kredibilite kazanımı için zamana ihtiyaç duyduğunu gösteriyor.
Parasal Aktarım ve Reeskont Desteği
PPK özetinde faiz dışı aktarım mekanizmalarına doğrudan atıf yer almasa da, sıkılaşma süreci kapsamında kredi büyümesi, tüketici davranışı ve mevduat kompozisyonu gibi parametrelerin izlendiği biliniyor. Özellikle TL mevduatın payı haziranda %46’ya kadar yükselmişti. Bu, parasal aktarımın daha sağlıklı işlemesi açısından olumlu sinyal olarak okunabilir.
Ayrıca TCMB’nin ihracatçıya verdiği reeskont kredilerinde TL şartı ve ihracat taahhüdü gibi kanallar da sıkılaştırmanın dış ticareti sınırlamadan desteklemesine olanak tanıyor.
Jeopolitik ve Dışsal Riskler
TCMB, küresel korumacılığın ve jeopolitik gelişmelerin dezenflasyon süreci üzerindeki potansiyel etkilerini vurguladı. Bu başlık altında özellikle şu riskler değerlendirilmeli:
Kızıldeniz hattındaki ticaret rotalarının değişimi
Avrupa’da büyümenin zayıf seyri
ABD’de faiz indirimlerinin öteleneceği beklentisiyle doların küresel güçlenmesi
Bu faktörler, Türkiye’de ithalat maliyetlerini yukarı çekerek enflasyon üzerinde ikinci tur etkiler yaratabilir.
