Hap kitap: Borsada Tek Başına – Peter Lynch
Bu bölümde Peter Lynch’in yazdığı Borsada Tek Başına kitabının hap halini sizlerle paylaşıyorum. Kitabın tamamını okumanızı öneririm.
I. KISIM: BİR YATIRIMCI DOĞUYOR
1. Bölüm – Bir Yatırımcı Doğuyor
Yatırımcılık genetik değildir. Deneyimle, gözlemle ve azimle öğrenilir. Lynch, borsayla çocuklukta değil, iş hayatında tanışmıştır.
Ana fikir: Yatırımcı doğulmaz, olunur. Bilgi, disiplin ve karakter bu işin temelidir.
2. Bölüm – Wall Street’ten Manzaralar
Profesyonel yatırımcılar çoğu zaman amatörlerden dezavantajlıdır. Fon yöneticileri bürokrasiye, kurumsal sınırlamalara ve kısa vadeli baskılara mahkûmdur. Bu, bireysel yatırımcı için bir avantajdır. Bireysel Yatırımcı özgürdür!
3. Bölüm – Buna Kumar Değil de Ne Denir?
Hisse senedi yatırımını kumardan ayıran şey bilgidir. Tahvil gibi “güvenli” görünen yatırımlar bile enflasyon karşısında eriyebilir. Gerçek kazanç bilgili risktir. Getiriyi faize değil, bileşiğe ve zamana bağla.
4. Bölüm – Ayna Testi
Hisse almadan önce borsayı değil, kendinizi tanıyın. 3 kritik soru:
(1) Ev sahibi oldun mu?
(2) Acil paraya ihtiyacın var mı?
(3) Borsaya psikolojik olarak hazır mısın?
Bu sorulardan birine bile yanıtın “hayır” ise, önce kendini yatırım yapabilir hale getir, hisseyi sonra seç.
5. Bölüm – Borsanın Durumu İyi mi? Ben Nereden Bileyim?
Piyasanın ne yönde gideceğini bilmeye çalışmak boşa kürek çekmektir. Zamanlamaya değil, değere odaklan. Hisse seçmek piyasa tahmininden önemlidir. Gürültüye kulak asma, kendi analizine odaklan.
II. KISIM: İSABETLİ SEÇİMLER
6. Bölüm – Onluk Hissenin Peşinde
Onluk hisse (10 X yapacak hisse) (tenbagger) sıradan insanların burnunun dibindedir. İş yerinde, mahallede, hatta alışveriş yaptığın markette. Borsa profesyonelleri duymadan önce sen gözlemleyebilirsin. Lynch’in ana mesajı: Tüketici gözüyle yakaladığın fırsatlar, yatırımcı olarak kazanca dönüşebilir.
Onluk Hisselerin Ortak Özellikleri
- Erken keşfedilmeli: Genellikle küçük ve orta ölçekli şirketlerdir.
- Yüksek büyüme potansiyeline sahip: Satışlar ve kârlar hızla artıyordur.
- Herkesin konuşmadığı: Wall Street’in radarına girmemiştir.
- Sağlam bilanço ve iyi yönetim: Borcu az, işi bilen yöneticiler tarafından yönetilir.
- Ucuz fiyattan alınmış olmalı: Gerçek değerine ulaşmadan önce yatırım yapılmıştır.
7. Bölüm – Şirketleri Tanımak
Her hisse senedi bir hikâye anlatır. O hikâyeyi anlamak için şirketin büyüme potansiyeli, sektörel döngüsü, borçluluk durumu ve nakit akışı bilinmeli. Hisseleri kategorilere ayırmak (örneğin: hızlı büyüyenler, döngüseller, varlık zengini olanlar) analizi sadeleştirir ve beklenti yönetimi sağlar.
8. Bölüm – Kusursuz Hisse Var mıdır?
Kusursuz hisse yoktur ama 13 özellik taşıyan “kusursuza yakın” şirketler vardır.
Kusursuza Yakın Hissenin 13 Özelliği:
- Şirketin adı sıkıcı ya da gülünç olmalıdır.
→ Wall Street’in dikkatini çekmez, gözden kaçar. - Sıkıcı bir işkolunda faaliyet göstermelidir.
→ Ne kadar sıkıcıysa, rekabet o kadar azdır, kazançlar daha öngörülebilirdir. - Sıkıcı ürünler üretmelidir.
→ Çimento, konteyner, teneke kutu gibi heyecan uyandırmayan ama istikrarlı ürünler. - İktisadi bir avantaja (moat) sahip olmalıdır.
→ Rakiplerin kolayca giremediği, patent veya marka değeri olan iş modelleri. - Nispeten politikadan bağımsız olmalıdır.
→ Devlet müdahalesine, regülasyona açık sektörlerde belirsizlik yüksektir. - Sıkıntılı bir dönemden çıkıyor olmalıdır.
→ “Çamurdan çıkan elmaslar”, genellikle değeri düşükken alınabilecek fırsatlardır. - İnsanların farkında olmadığı varlıklara sahip olmalıdır.
→ Bilançoda gizli duran gayrimenkuller, patentler veya nakit rezervleri. - Hisseleri yatırım fonlarının almakta zorlandığı kadar küçük olabilir.
→ Büyük fonlar için likit olmayan küçük hisseler, bireysel yatırımcılar için fırsattır. - Sektörde az sayıda firma olmalıdır.
→ Yoğun rekabetten uzak, oligopol benzeri yapılar kârlılığı destekler. - Şirket kendi hisselerini geri alıyorsa, bu iyi bir işarettir.
→ Yönetim hissenin ucuz olduğuna inanıyor demektir. - İçeriden (yönetimden) hisse alımı olmalıdır.
→ CEO ve yöneticiler parayı hisseye yatırıyorsa, güven göstergesidir. - Analistlerin ilgisini çekmiyor olabilir.
→ “Kapalı gişe olmayan” şirketler, sürpriz potansiyeli taşır. - İyi yönetiliyorsa ama karmaşık değilse tercih edilir.
→ Basit iş modelleri, kötü yönetimle bile ayakta kalabilir. Lynch’in favori cümlesi: “Bu şirketi bir geri zekâlı bile yönetebilir.” Çünkü bir gün öyle biri gelebilir
9. Bölüm – Uzak Durulması Gereken Hisseler
En moda, en çok konuşulan, “herkesin aldığı” hisseler en tehlikeli olanlardır. Abartılı büyüme vaatleri, cafcaflı şirket adları, tek müşteriye bağımlılık gibi göstergeler yatırımcının uzak durması gereken kırmızı bayraklardır. Lynch’in uyarısı net: Kalabalığı izlersen, düşerken de onlarla düşersin.
10. Bölüm – Kazançlar, Kazançlar, Kazançlar
Hissenin değeri, şirketin gelecekte yaratacağı kazançlara dayanır. Borsa kısa vadede sabırsızlara karşı acımasızdır ama sabreden değer yatırımcısına kazandırır. Hisse, piyango bileti değil; iş ortaklığıdır. Bu nedenle asıl odak: “Kazançlar artacak mı?” ve “Gerçek değere ulaşmak ne kadar sürer?” olmalıdır.
III. KISIM: BORSA İLE YAŞAMAK
16. Bölüm – Portföy Oluşturmak
Gerçekçi getiri beklentisi: yılda %12. %25-30 getiri hayali kurarsan, moralin çabuk bozulur. Portföy oluştururken çeşitlendir ama aşırıya da kaçma. 10’dan fazla hisse, bilgi dağınıklığı yaratır. Portföydeki her hisseyi neden aldığını bilecek kadar derin analiz yapmadan alma.
17. Bölüm – Hisse Almanın Zamanı
Zamanlama değil, zaman kazandırır. Kriz anlarında alınan kaliteli hisseler en kârlı yatırımlardır. Borsa düşerken alım yapanlar, borsa düzeldiğinde büyük kazanır. “Yatırım kararını duygularla değil, verilerle al. Ucuzladığı için değil, değersizleşmediği halde ucuzladığı için al.” der Lynch.
18. Bölüm – Hisse Fiyatları Hakkında Söylenen En Saçma (ve En Tehlikeli) On iki Şey
- “Bu kadar indikten sonra artık daha fazla inemez.”
→ Fiyatın geçmişte çok düşmüş olması, gelecekte de düşmeyeceği anlamına gelmez. Düşen bir hisse, değersizleştiyse daha da düşebilir. - “Zaten çok çıktı, artık alınmaz.”
→ Fiyatı artmış bir hisse, hala ucuz olabilir. Önemli olan şirketin gerçek değeriyle olan farkıdır. - “Ben zaten düşerken sattım, şimdi tekrar almak saçmalık olur.”
→ Geçmişteki satış kararın, bugünkü yatırım kararını gölgelememeli. Eğer bugün ucuzsa, geçmişteki hatayı telafi etme fırsatıdır. - “Ne zaman alsam düşüyor.”
→ Bu tamamen psikolojiktir. İnsanlar düşüşleri daha net hatırlar. Ayrıca bu düşünce, irrasyonel kararlar aldırabilir. - “Başa baş noktasına gelince satarım.”
→ Hissenin fiyatı, senin alış fiyatına geldi diye değerli hale gelmez. Karar, şirketin değeriyle alınmalı. - “Fiyatı çok ucuz, sadece 3 TL.”
→ Hissenin fiyatı değil, şirketin değeri ve hisse başı kazancı önemlidir. Ucuz görünen her şey değerli değildir. - “Hisse bölündü, artık daha çok kazanırım.”
→ Hisse bölünmesi, pizza dilimlerini küçültmek gibidir. Değer değişmez. - “Kurumsal yatırımcılar almış, ben de alayım.”
→ Kurumların alımı her zaman doğru olduğu anlamına gelmez. Onlar da yanılır. Üstelik onlar için başka öncelikler de olabilir. - “Bu şirket çok büyük, batmaz.”
→ General Motors örneğinde olduğu gibi, büyük şirketler de kötü yönetimle batabilir. - “Herkes alıyor, demek ki iyidir.”
→ Kalabalık psikolojisi tehlikelidir. “Sürüye katılanlar genelde uçurumdan önce toplanır.” - “Geçen yıl %50 kazandırmış, bu yıl da kazandırır.”
→ Geçmiş getiri, gelecekteki performansın garantisi değildir. Hatta bu, çoğunlukla tehlikeli bir yanılsamadır. - “Bu hisse artık yükselmeli, yeterince bekledim.”
→ Zaman geçirmek, bir yatırımın değerini artırmaz. Beklemekle değil, işin potansiyeliyle kazanılır
19. Bölüm – Opsiyonlar, Vadeli İşlemler ve Kısalar
Lynch: “Hayatımda bir tane bile opsiyon almadım, bundan sonra da almayacağım.” Bu ürünler profesyoneller için bile tuzaklarla doludur. Amatör yatırımcı için en iyi strateji: bilinen şirketlere, anlaşılır iş modellerine uzun vadeli ortak olmaktır.
20. Bölüm – Borsacılar da Yanılır!
Kimse her zaman haklı olamaz. Ne analistler, ne yöneticiler, ne de sen. Yatırımlarında yanılmaya hazırlıklı ol. Yanıldığında pozisyonu küçült, inat etme. Yatırım bir ego yarışı değil; hatayı erkenden kabul edip, uzun vadeli kazanca odaklanma işidir.
