Küresel piyasalar geçtiğimiz Cuma günü, Paskalya tatili nedeniyle genel olarak kapalıydı. Bu nedenle haftanın son işlem gününde düşük hacimli bir seyir hakimdi. Ancak, kısa işlem haftasında özellikle ABD piyasalarında belirgin bir satış baskısı öne çıktı. Haftalık bazda, Dow Jones ve Nasdaq endeksleri %2’yi aşan düşüşler yaşarken, S&P 500 endeksi %1,5 oranında geriledi.
2 Nisan'da yürürlüğe giren yeni tarifelerin ardından, özellikle risk iştahında gözlenen düşüşün de etkisiyle S&P 500 endeksi yaklaşık %7 değer kaybederken, Dow ve Nasdaq endeksleri bu kaybı da aşan oranda geri çekildi.
Tahvil Piyasasında Dalgalanma
Geçtiğimiz hafta tahvil piyasaları da dikkat çekici bir hareketlilik yaşadı. ABD Hazine tahvillerinde gözlenen hızlı faiz artışları, bu varlıkların piyasalarda artık "güvenli liman" olarak değil, riskli enstrümanlar olarak fiyatlandığını gösteriyor. Bu volatilitenin arkasında ise Çin ve Japonya gibi büyük tahvil alacaklılarının olası satışları olduğu düşünülüyor.
Japonya, 1,1 trilyon dolarla en fazla ABD hazine tahviline sahip ülke konumunda bulunurken, Çin’in elinde de yaklaşık 761 milyar dolarlık bir portföy var. Özellikle Çin’in, ABD’nin ticaret politikalarına karşı bu tahvilleri bir ekonomik silah gibi kullandığına dair görüşler artıyor.
Çin’in bu tahvillerden çıkarak Avrupa varlıklarına yöneldiğine dair işaretler, EUR/USD paritesindeki yükseliş ve Almanya 10 yıllık tahvil faizlerindeki düşüşle birlikte değerlendiriliyor. Ancak, bu tür bir satışın Çin ekonomisine zarar verebileceği ve yuan üzerinde değerlenme baskısı yaratabileceği için, bu stratejinin sınırlı kalabileceği görüşü de dile getiriliyor.
Japonya tarafında ise doğrudan hükümet kaynaklı bir satış stratejisi izlenmediği, ancak ülkedeki büyük sigorta şirketlerinin bu dalgada daha etkin rol oynadığı tahmin ediliyor. Aynı şekilde, Avrupa ve Japonya’daki bazı emeklilik fonlarının da uzun vadeli ABD tahvillerinden çıkıp Avrupa tahvillerine yönelmiş olabileceği değerlendiriliyor.
Fed Bilançosunda Daralma
Bu gelişmelere paralel olarak, ABD Merkez Bankası’nın (Fed) bilançosunda da küçülme sürüyor. 13 Nisan 2022’de 8,97 trilyon dolar ile zirveye ulaşan bilanço, günümüzde yaklaşık 2,24 trilyon dolarlık bir daralmayla 6,73 trilyon dolara gerilemiş durumda. Ancak, net likidite azaltımı, bilanço daralmasının sadece %15’i kadar gerçekleşti. Bu da Fed’in parasal sıkılaşmada temkinli ilerlediğine işaret ediyor.