Türkiye ekonomisi açısından oldukça hareketli ve veri yoğun bir haftaya giriliyor. Makroekonomik verilerden para politikası kararlarına, sektör bazlı göstergelerden uluslararası kredi derecelendirme kuruluşlarının açıklamalarına kadar çok sayıda gelişme, ekonomi çevreleri ve piyasalar tarafından dikkatle izlenecek.
Pazartesi: Haftaya Güçlü Veri Girişiyle Başlıyoruz
Haftanın ilk gününde gözler saat 10.00’da açıklanacak olan TCMB Piyasa Katılımcıları Anketinde olacak. Bu anket, piyasa beklentilerinin ve algısının bir özetini sunduğu için özellikle faiz, enflasyon ve döviz kuru öngörüleri açısından kritik önemde. Aynı saatte TÜİK, Yurt Dışı Üretici Fiyat Endeksi (ÜFE) ile Tarımsal Girdi Fiyat Endekslerini yayımlayacak. Özellikle gıda fiyatlarının seyri açısından tarımsal girdi fiyatlarındaki hareket dikkatle izlenecek.
Günün son verisi ise 17.30’da Hazine ve Maliye Bakanlığı tarafından açıklanacak. Merkezi Yönetim Brüt Borç Stoku ile Alacak Stoku rakamları, kamu finansmanına ilişkin güncel durumu ortaya koyacak.
Salı: İç Turizm ve Şirket Döviz Pozisyonları Masada
Salı günü sabah 10.00’da TÜİK, 2025 yılının ilk çeyreğine ait Hanehalkı Yurtiçi Turizm İstatistiklerini kamuoyuna sunacak. Ekonomik aktivitenin hizmet sektörü bacağına dair ipuçları taşıyan bu veri, turizm harcamalarının seyri hakkında önemli sinyaller verebilir. Öğleden sonra saat 14.30’da ise TCMB, finansal kesim dışı firmaların döviz varlık ve yükümlülüklerine dair istatistikleri açıklayacak. Bu veri, reel sektörün döviz pozisyonu açısından önem taşıyor; kur riskine dair olası kırılganlıkların ölçülmesinde referans kabul ediliyor.
Çarşamba: Tüketici Güven Endeksi Açıklanıyor
Çarşamba sabahı saat 10.00’da TCMB ve TÜİK iş birliğiyle hazırlanan Tüketici Güven Endeksi yayımlanacak. Tüketicilerin mevcut ekonomik duruma ve geleceğe dair beklentilerini ortaya koyan bu endeks, hanehalkı harcama eğilimlerini ve iç talebin yönünü analiz etmek açısından kritik.
Perşembe: Haftanın En Kritik Günü – TCMB Faiz Kararı Açıklanıyor
Haftanın belki de en merakla beklenen gelişmesi, Perşembe günü saat 14.00’te yapılacak olan TCMB Para Politikası Kurulu toplantısı ve ardından açıklanacak faiz kararı olacak. Faiz politikasında sıkı duruşun korunup korunmayacağı, enflasyonla mücadelede yeni sinyallerin verilip verilmeyeceği piyasalarda fiyatlamaları doğrudan etkileyebilir. Bu karar, özellikle TL'nin değeri, tahvil faizleri ve BIST üzerindeki olası etkileri açısından yakından izlenecek.
Aynı saatte BDDK tarafından haftalık sektör verileri yayımlanacak. Ardından 14.30’da TCMB, Haftalık Para ve Banka İstatistiklerini paylaşacak. Sabah saatlerinde ise Finansal Hizmetler Güven Endeksi açıklanacak. Bu veri, bankacılık ve finans sektöründeki beklenti değişimlerini yansıttığı için hizmet sektörü dinamiklerini takip eden çevreler için referans niteliğinde.
Cuma: Güven Endeksleri ve Uluslararası Not Değerlendirmeleri
Haftanın son işlem gününde, sabah saat 10.00’da TCMB, Reel Kesim Güven Endeksi ile birlikte Kapasite Kullanım Oranı verilerini yayımlayacak. Bu göstergeler, reel sektörün üretim kapasitesini nasıl kullandığını ve genel ekonomik görünüme dair beklentilerini yansıtıyor. Aynı saatte TÜİK, Sektörel Güven Endekslerini duyuracak. Hizmet, perakende ve inşaat sektörüne yönelik bu endeksler, sektörel bazda ekonomik güvenin yönünü tayin etmekte önemli bir kaynak.
Cuma gecesi ise gözler uluslararası kredi derecelendirme kuruluşlarına çevrilecek. Fitch Ratings ve Moody's, Türkiye'nin kredi notuna ve görünümüne ilişkin değerlendirmelerini yayımlayacak. Not artışı ya da görünümde bir revizyon, özellikle yabancı yatırımcı ilgisi açısından belirleyici olabilir. Bu nedenle gece yarısı gelecek açıklamalar, haftanın sonundan ötesine etki edecek nitelikte.
Genel Değerlendirme
Yeni haftada açıklanacak veriler ve kararlar, yalnızca ekonomi politikalarını değil; aynı zamanda döviz kuru, faiz oranları, borsa endeksleri ve risk primlerini de etkileyebilir. Özellikle TCMB faiz kararı ve kredi derecelendirme kuruluşlarının not güncellemeleri, yatırımcıların öncelikli radarında olacak. İç talep göstergeleri, borçlanma durumu ve reel sektör güveni gibi veriler ise yılın geri kalanına dair öngörüleri şekillendirme açısından büyük önem taşıyor.
