Son dönemde yaşanan ekonomik ve jeolojik sarsıntılar, yıllar önce yaptığı kehanetlerle tanınan Bulgar kahin Baba Vanga’nın 2025’e dair öngörülerini yeniden tartışmaya açtı. Özellikle ABD’nin Çin’e uyguladığı yüksek ithalat vergileri ve büyük depremler, Vanga’nın “küresel ekonomik çöküş” ve “doğal afetlerle şekillenen bir yıl” kehanetlerini akıllara getirdi.
Trump'ın Sert Ticaret Politikaları ve Ekonomik Endişeler
ABD Başkanı Donald Trump’ın Çin menşeli ürünlere uyguladığı yüzde 145’e varan gümrük tarifeleri, 9 Nisan’da yürürlüğe girmesinin hemen ardından geçici olarak askıya alınsa da, Trump’ın bu alandaki kararlılığı devam ediyor. Bu durum küresel piyasaları sarsarken, ekonomik durgunluk (resesyon) endişeleri de giderek artıyor.
Trump’ın “korumacı” ticaret yaklaşımı, ABD tahvil piyasasında ciddi değer kayıplarına yol açarken, başta teknoloji ve otomotiv olmak üzere birçok sektörü olumsuz etkiledi. Pek çok ülkenin borsasında ani düşüşler yaşandı. Artan ithalat vergileri ve karşılıklı yaptırımlar, yeni bir ticaret savaşının habercisi olarak görülüyor.
Baba Vanga’nın Kehanetleri Gündemde
Baba Vanga’nın en dikkat çekici tahminlerinden biri, 2025’te insanlığın bir “çöküş süreci”ne gireceği ve küresel çapta büyük bir ekonomik kriz yaşanacağı yönündeydi. Günümüzdeki gelişmeler ise bu kehanetle şaşırtıcı şekilde örtüşüyor.
Vanga'nın öngörüsünde yer alan unsurlar şöyle sıralanıyor:
Ekonomik dengesizlikler
Hızla yükselen gıda fiyatları
Enflasyonla mücadele eden ülkeler
Ticaret savaşlarının tetiklediği küresel krizler
Doğal Afetler de Kehaneti Destekliyor mu?
Ekonomik çalkantıların yanı sıra, doğal afetler cephesinde de Vanga’nın tahminleriyle paralellik gösteren gelişmeler yaşanıyor. Mart ayında Myanmar’da meydana gelen 7.7 büyüklüğündeki depremde 3 binden fazla kişi hayatını kaybetti. Depremin ardından Tayland’ın başkenti Bangkok da sarsıntıdan etkilendi. Aynı dönem içinde Tonga’da gerçekleşen 7.1 büyüklüğündeki deprem ise tsunami tehlikesini gündeme getirdi.
Vanga’nın “farklı kıtalarda yaşanacak felaketlerle sarsılacak bir yıl” öngörüsü, yaşanan bu gelişmelerle birlikte yeniden ilgi odağı haline geldi.