Ticaret Bakanı Ömer Bolat, OECD Bakanlar Konseyi Toplantısı'nda çok taraflı ticaret sistemi kurallarının korunması gerektiğini vurguladı. Bolat, uluslararası ticaretin istikrarı ve büyümesi için bu kuralların önemli olduğunu belirtti. Ticarette adil rekabetin sağlanması ve ticaret engellerinin kaldırılması için işbirliğinin artırılması gerektiğini ifade etti.
Bolat, Paris'te gerçekleşen OECD Bakanlar Konseyi Toplantısı'na katılarak Türkiye'nin kurucu üyelerinden olduğu bu önemli uluslararası kuruluşun tarihçesine ve işlevlerine değindi.
Bolat, OECD'nin 1948 yılında ABD ve ana Avrupa ülkeleri öncülüğünde kurulan işbirliği ve kalkınma kuruluşu olduğunu belirtti. Şu anda 38 üyesi bulunan OECD'nin Genel Sekreterliği ve üye ülkelerin daimi temsilcilerinin Paris'te bulunduğunu vurguladı. Her yıl gerçekleşen Bakanlar Konseyi Toplantısı'na ise ticaret, dışişleri, hazine ve maliye bakanlarının davet edildiğini aktardı.
Bolat, katıldığı oturumda uluslararası ekonomik sistemdeki meydan okumaları ve çok taraflı uluslararası ticaret sisteminin karşı karşıya olduğu riskleri ele aldıklarını belirtti. Toplantıda alınan kararlar doğrultusunda yayınlanan bildiride, özellikle sübvansiyonlar ve ticaretteki haksız rekabet gibi konuların ele alındığını ifade etti.
Bolat, konuşmasında OECD ile Dünya Ticaret Örgütü arasındaki etkileşimi ve işbirliğini artırma gerekliliğine vurgu yaptı. Ayrıca, az gelişmiş ve gelişmekte olan ülkelerin uluslararası finans sistemine erişimini artırmak için önerilerde bulunduklarını söyledi. Önerilerin genel olarak destek gördüğünü ancak uygulamada bazı ülkelerin yanlış politikaları sürdürdüğünü belirtti.
Bolat, OECD'nin dünya ekonomisi ve ticaret sistemi üzerine yaptığı çalışmaların önemine değinerek, uluslararası kuruluşlar arasında fikir alışverişi ve ortak çözüm önerilerinin geliştirildiğini söyledi. Dünya ekonomisinin ve ticaretinin olumsuz gelişmeler karşısında uyanışa geçmesi ve çok taraflı kararlar alınması gerektiğini vurguladı.
Bolat, günümüzde yeşil ekonominin ve dijitalleşmenin önem kazandığı bir dönemde birçok ülkenin yatırım ve uygulamalara odaklanması gerektiğini belirtti. Türkiye adına yapılan değerlendirmelerin OECD'nin dünya ekonomisine katkı sağlaması temennisinde bulundu.