YatırımX Ekonomi Faiz Terörü Değil, Cehalet Felaketi: Yeni Şafak Yine Sınırları Zorluyor

Faiz Terörü Değil, Cehalet Felaketi: Yeni Şafak Yine Sınırları Zorluyor

Yeni Şafak’ın “faiz terörü” manşeti ekonomi çevrelerinden tepki topladı. Uzmanlar, Nureddin Nebati dönemindeki hataların ardından Mehmet Şimşek ve Merkez Bankası’nın uyguladığı sıkı para politikasının doğru olduğunu belirtiyor.

Yeni Şafak gazetesi, 13 Temmuz 2025 tarihli manşetinde “Sıra Faiz Teröründe” başlığıyla ekonomik gerçeklikten kopuk, ideolojik bir yayıncılığın yeni örneğini verdi. Gazete, Merkez Bankası’nın politika faizini %50 seviyelerinde tutmasını “milletin geçimine kasteden bir saldırı” gibi sunarak, faiz kararlarını kriminalize eden bir dille kamuoyunu yönlendirmeye çalıştı.

Haberde, yüksek faizin üretimi baltaladığı, iş dünyasını zorladığı ve halkı borca sürüklediği belirtilerek, Merkez Bankası’ndan “güçlü bir faiz indirimi” talep edildi. Ancak bu söylem, geçmişin ağır ekonomik hatalarını görmezden gelen bir zihniyetin devamı olarak değerlendiriliyor.

Türkiye ekonomisi, 2021–2022 yıllarında uygulanan “faiz sebep, enflasyon sonuçtur” tezine dayalı düşük faiz politikalarının etkisiyle ciddi bir kriz yaşamıştı. O dönemin Hazine ve Maliye Bakanı Nureddin Nebati, “gözlerdeki ışıltı” söylemleriyle hatırlanırken, uygulanan ekonomi politikası sonucu enflasyon %85’e, döviz kuru 18 liradan 30 liraya kadar yükselmiş, vatandaşın alım gücü hızla erimişti.

 

Bugün uygulanan sıkı para politikası, bu hatalı dönemin ortaya çıkardığı makroekonomik dengesizlikleri düzeltmeyi hedefliyor. Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek ve Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası, enflasyonla mücadelede kararlı, veriye dayalı ve piyasa dostu bir yaklaşım izliyor. Faiz kararları, yalnızca anlık tepkilerle değil; fiyat istikrarı, beklenti yönetimi ve yapısal reform ihtiyacı doğrultusunda şekilleniyor.

Merkez Bankası’nın açıklamalarında vurgulanan “dezenflasyon sürecinin kalıcılığı” hedefi, yalnızca faiz oranı üzerinden değil; likidite yönetimi, kur istikrarı ve güven inşası gibi çok boyutlu bir perspektif içinde yürütülüyor. Hâlen %35 civarında seyreden yıllık enflasyona karşı, %50 politika faizi negatif reel faizi dengelemeye çalışıyor. Bu da yatırımcılar açısından öngörülebilirlik ve denge sağlıyor.

Ekonomistler, bu süreçte faizlerin erken gevşetilmesinin kur şoku ve yeniden hızlanan enflasyon gibi riskleri beraberinde getireceği uyarısını yapıyor. Bu nedenle, Şimşek liderliğinde uygulanan sıkı para politikasının devamı, yatırım ortamı açısından da önem taşıyor.

Yeni Şafak’ın kullandığı “faiz terörü” ifadesi, sadece teknik bir kavramı hedef göstermekle kalmıyor, aynı zamanda Türkiye’nin makroekonomik mücadelesini sulandırma riski taşıyor. Uzmanlara göre bu tür yayınlar, toplumun ekonomi okuryazarlığına zarar vermekte; güveni, veriyi ve rasyonel zemini gölgelemektedir.

Yorumlar
* Bu içerik ile ilgili yorum yok, ilk yorumu siz yazın, tartışalım *