Türkiye’de bankacılık sisteminde biriken mevduatların yapısı, gelir adaletsizliğinin matematiksel halini gözler önüne seriyor. Son güncel verilere göre, bankalarda 8.5 trilyon TL vadeli, 5 trilyon TL vadesiz mevduat bulunuyor. Bu tablo, özellikle faiz geliri elde eden kesimin haftalık bazda ne kadar büyük bir kaynak aktarıldığını çarpıcı biçimde ortaya koyuyor.
Hafta sonu, yalnızca vadeli mevduatlara ödenen faiz miktarı; 1 milyon 237 bin 864 kişiye net asgari ücret ödemekle aynı anlama geliyor.
Bu hesaba Hazine tahvili, bono, Kur Korumalı Mevduat (KKM) gibi ek ürünler dahil değil. Sadece bankalardaki klasik TL vadeli mevduat hesaplarının, haftalık faiz üretimi dikkate alınarak bu sonuca varılıyor.
Bu ne anlama geliyor?
Net asgari ücret 2025 yılı itibariyle 22.000 TL.
Haftalık faiz ödemesi, en az 27.2 milyar TL düzeyinde bir transferi ifade ediyor.
Yani sistem, haftada bir “asla çalışmadan” sadece parasını bankada tutanlara, 1 milyonu aşkın çalışanın maaşı kadar ödeme yapıyor.
Kazanan yine sermaye oldu, bedel yine emeğe kaldı
Bu düzende ne üretim var, ne değer yaratımı. Sadece paranın faizle büyümesi. Sistemin yükünü ise faiz geliri olmayan geniş kesimler taşıyor: düşük maaşlı çalışanlar, küçük esnaflar, kiracılar, emekliler…
Gelir yaratamayan bu yapının sürdürülebilirliği her geçen gün daha fazla sorgulanıyor.