İstanbul Sanayi Odası (İSO), kasım ayı meclis toplantısını "Sürdürülebilir büyüme ve sanayimizin rekabet gücü açısından Türkiye’nin enerjide gelecek vizyonuna bir bakış" ana gündemiyle gerçekleştirdi. İSO Yönetim Kurulu Başkanı Erdal Bahçıvan’ın açılışını yaptığı ve Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Alparslan Bayraktar’ın konuk olduğu toplantı, Türkiye sanayisinin enerji yol haritasını ele aldı.
Enerji Dönüşümü ve Arz Güvenliği: İki Temel Hedef
İSO Başkanı Erdal Bahçıvan, konuşmasında enerji arz güvenliğinin sürdürülebilir büyümenin ön koşulu olduğunu, düşük karbonlu enerjiye geçişin ise küresel ekonomide güçlü bir oyuncu olmanın gerekliliği olduğunu belirtti. Bahçıvan, sanayiciler olarak bu dönüşümü güçlü bir kalkınma fırsatı olarak gördüklerini ifade etti.
Türkiye'nin enerji dönüşümü vizyonunun, özellikle "Enerjide Türk Yolu Stratejisi" ile anlam kazandığını vurgulayan Bahçıvan, bu politikanın 2053 net-sıfır emisyon vizyonuyla uyumlu olduğunu kaydetti.
"Türkiye’nin kurulu gücü içinde yenilenebilir enerji kaynaklarının payı yüzde 60’ın üzerinde. Bu oran, sanayimizin öngörülebilir maliyetlerle üretim yapmasını kolaylaştırıyor ve uzun vadeli rekabet gücümüz için stratejik bir avantaj sağlıyor."
Başkan, 2035 için rüzgâr ve güneşte 120 bin megavatlık kurulu güce ulaşma hedefini hatırlatarak, sektördeki büyümenin sürdürülebilirliği için mevzuatın yalınlaştırılması ve izin süreçlerinin hızlandırılması beklentisini dile getirdi.
Yeni Elektrik Çağı ve Altyapı Modernizasyonu
Bahçıvan, küresel öngörülerin 2027 itibarıyla elektrik talebinde güçlü bir büyüme ve yeni bir elektrik çağının yaşanacağını gösterdiğine dikkat çekerek kritik bir uyarıda bulundu:
"Ancak sanayicimiz altyapı kaynaklı elektrik dalgalanmaları ve kesintileri nedeniyle üretim kayıpları yaşamaya devam etmektedir. Sanayimizin büyümesini desteklemek ve enerji arz güvenliğini güçlendirmek için elektrik altyapımızı daha modern, esnek ve yüksek kapasiteli bir yapıya dönüştürmemiz artık stratejik bir gerekliliktir."
Yeşil Hidrojen ve Kritik Ham Maddeler
Geleceğin enerji dönüşümünde anahtar teknolojilerden biri olarak "Yeşil Hidrojen"in önemini vurgulayan Bahçıvan, Bakanlığın 2053'te 70 GW elektrolizör kapasitesine ulaşma hedefinin Türkiye'nin bu sektöre güçlü bir giriş yapması için büyük önem taşıdığını ifade etti. Ayrıca, enerji geçişi için kritik ham maddelere erişimin ekonomik olduğu kadar jeopolitik bir konu olduğunu ve tedarik güvenliğinin sağlanması gerektiğini sözlerine ekledi.
Sürecin En Güçlü Bileşeni: Enerji ve Su Verimliliği
İSO Başkanı, yeşil dönüşümün en güçlü bileşeninin enerji verimliliği olduğunu belirterek, bu alandaki teşvik ve desteklerin artarak devam etmesini beklediklerini söyledi.
Son olarak Bahçıvan, AB'nin SKDM'yi (Sınırda Karbon Düzenleme Mekanizması) uygulamaya başlayacağı 2026 öncesinde Ulusal Emisyon Ticaret Sistemi’ne (ETS) dair gelişmeleri yakından takip ettiklerini ve ETS'nin, sanayinin düşük karbonlu üretime geçişi için kritik bir adım olacağını vurguladı. Ayrıca artan kuraklık riski nedeniyle enerji ve su ilişkisinin önümüzdeki dönemin en kritik başlıklarından biri olacağının altını çizdi.
