Merkez Bankası eski Başekonomisti ve Bilkent Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Ali Hakan Kara, Türkiye ekonomisindeki kritik bir ayrışmaya dikkat çekerek Merkez Bankası'nın (MB) para politikası yapma zorluğunu masaya yatırdı. Her ay merakla beklenen grafik analizini güncelleyen Kara, Sanayi Üretim Endeksi ile Perakende Satış Hacmi verileri arasındaki makasın açılmasını değerlendirdi.
Temel Verilerin Bilgi Değeri Azalıyor
TÜİK verilerini karşılaştıran grafiği paylaşan Prof. Dr. Kara, "Her ay merakla beklediğiniz grafiği güncelledim. Değişen bir şey yok. Bu tablo değişmedikçe istikrarlı büyüme ve düşük enflasyon zor" ifadelerini kullandı.
Veri geçmişinde 2015'e kadar giden analizin son 10 yıllık bölümüne odaklanan Kara, "Bu tablodaki tuhaflığı ilk bakışta fark edersiniz," diyerek MB'nin bu ayrışmayı e-fatura ile kayıt dışının azalmasına bağlayan görüşüne katılmadığını belirtti. Ali Hakan Kara, e-faturanın 2020'den itibaren hızlandığını ancak ayrışmanın 2022 ortasında, yani "seçim ekonomisinin başlangıcına denk gelerek" başladığını vurguladı.
“Yoğun Siste Araç Kullanmak Gibi”
Ayrışmanın getirdiği en büyük riskin politika yapımına etkisini dile getiren Prof. Dr. Kara, tüketimin perakende satışların ima ettiği kadar güçlü olmadığı yönündeki kuşkusunu dile getirdi ve kritik soruyu sordu:
“En temel verilerin bile bilgi değerinin azaldığı bir ortamda merkez bankası nasıl para politikası yapacak? Doğru faizi nasıl bulacak? Yoğun siste araç kullanmak gibi bir şey.”
Ayrışmanın İktisadi Açıklaması
Prof. Dr. Kara, bu ayrışmayı iktisadi olarak şu nedenlere bağladı:
İçerde uygulanan seçim ekonomisi.
Rusya-Ukrayna savaşına bağlı zayıf dış talep.
Değerli TL politikası.
Gevşek maliye politikası.
Bu faktörler üçlüsünün 2022 sonrası dönemde içeri dönük faaliyetler (hizmet, perakende, inşaat) ile sanayiyi birbirinden keskin bir şekilde ayırdığını ifade etti.
Prof. Dr. Ali Hakan Kara'nın paylaştığı ve Sanayi Üretimi ile Perakende Satış Hacmindeki ayrışmayı gösteren grafik:
