Diyarbakır’da Dicle Üniversitesi öğrencisi Sena Düzgün’ün hayatına son vermesinin ardından olayla ilgili yeni detaylar ortaya çıkmaya devam ediyor. Genç öğrencinin geride bıraktığı mektup, soruşturma açısından kritik öneme sahip bilgiler içeriyor.
Mektubun son kısmında yer alan “Asıl mesele Ahmet. Asla mezarıma gelmesin.” ifadesi, Sena Düzgün’ün psikolojik olarak etkilenmesine yol açan kişinin Ahmet Pekaydın olduğunu düşündürüyor.
Olayın ardından sosyal medyada bazı kullanıcılar tarafından ortaya atılan “Ahmet Pekaydın evli ve çocukluydu” iddialarının gerçeği yansıtmadığı, ilgili kişinin evli olmadığı ve Sena’yı duygusal manipülasyonla ev ortamına davet ettiği ortaya çıktı. Sena’nın mesajlarında bu tekliflere açık şekilde rahatsızlık duyduğunu ifade ettiği görüldü.
Soruşturma Başlatıldı
Dicle Üniversitesi, Yükseköğretim Kurulu’nun (YÖK) talimatı doğrultusunda Ahmet Pekaydın hakkında idari soruşturma başlattı. Üniversite yönetimi, öğrenci gruplarına yaptığı duyuruda şu ifadelere yer verdi:
“Üniversitemiz, YÖK’ün talimatıyla Ahmet Pekaydın hakkında soruşturma başlatmıştır. Soruşturma sonucuna göre ilgili şahıs hakkında gereken idari işlemler yapılacaktır. Öğrenci arkadaşlarımızdan yasa dışı herhangi bir eyleme karışmamalarını rica ederiz.”
YÖK’ün, üniversite yönetiminin ilk etapta temkinli açıklamasına rağmen hızlı bir şekilde devreye girerek soruşturma talimatı vermesi, kamuoyunda yerinde bir adım olarak değerlendirildi.
Bilgi Kirliliğine Dikkat
Olayla ilgili bilgi kirliliği sosyal medyada hızla yayılırken, Sena Düzgün’ün hatırasına zarar verecek spekülatif açıklamalardan kaçınılması gerektiği vurgulanıyor. Olayın tüm yönleriyle aydınlatılması için resmi soruşturmaların sonucunun beklenmesi, kamuoyunun sağduyulu davranması isteniyor.
Genç bir üniversite öğrencisinin yaşamını yitirmesiyle sonuçlanan bu süreçte, sorumluların ortaya çıkarılması ve adaletin tesis edilmesi yönündeki çağrılar ise her geçen gün daha da artıyor.
Sena Düzgün’ün sesi olmak, onun adına adaletin sağlanması için bu sürecin takipçisi olmak toplumsal bir sorumluluktur.
