Bilkent Üniversitesi Öğretim Üyesi ve Merkez Bankası eski Başekonomisti Prof. Dr. Hakan Kara, son açıklanan sanayi üretim verilerini mercek altına aldı. Kara, sanayi üretimindeki zayıf seyrin temel nedenini gösteren çarpıcı bir analizi sosyal medya hesabından paylaştı.
Ekim Verilerinde Kritik Gerileme
Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) tarafından açıklanan Ekim 2025 Sanayi Üretim Endeksi verileri, ekonomideki zayıf sinyalleri bir kez daha doğruladı. Yıllık bazda yüzde 2,2 artış görülse de, takvim etkilerinden arındırılmış sanayi üretimi temmuz ayından bu yana, mevsim ve takvim etkilerinden arındırılmış sanayi üretimi ise şubat ayından bu yana en düşük seviyesine geriledi.
Son iki aydır aylık bazda devam eden bu gerileme, ekonomistler arasında endişe yaratırken, Prof. Dr. Hakan Kara’nın yorumu konuya farklı bir boyut getirdi.
Zayıf Performansın Anahtarı: Reel Kur ve GSYH İlişkisi
Prof. Dr. Hakan Kara, sosyal medya hesabından yaptığı paylaşımda, "Sanayi üretimindeki zayıf performansı anlamak için ilk bakılması gereken grafik" diyerek bir grafik yayımladı.
Bu kritik grafikte, imalat sanayinin Gayri Safi Yurt İçi Hasıla'daki (GSYH) payı ile Üretici Fiyatları Endeksi (ÜFE) bazlı reel kur endeksinin seyrinin birbirine paralel olduğu gösterildi.
Kara’nın analizine göre:
ÜFE bazlı reel kurda değerlenme (yerel paranın yabancı paralar karşısında üretici fiyatları üzerinden güçlenmesi), imalat sanayinin GSYH’deki payının artmasına neden oluyor.
Ancak, reel kurdaki düşüş ya da aşırı değer kaybı dönemlerinde ise imalat sanayinin GSYH’deki payı da aynı paralel seyri izleyerek düşüş gösteriyor.
Bu durum, son dönemde yaşanan reel kur hareketlerinin, özellikle ihracat odaklı çalışan imalat sanayini doğrudan etkilediğini ve üretimdeki zayıflığın ekonomi politikalarıyla yakından ilişkili olduğunu ortaya koyuyor. Kara'nın grafiği, sanayi üretiminin sadece talep değil, aynı zamanda uluslararası rekabet gücüyle de ne kadar bağlantılı olduğunu açıkça gösterdi.
