HAK-İŞ Genel Merkezi'nde düzenlenen "HAK-İŞ 6. Uluslararası Emek Fotoğrafları Yarışması" ödül töreninde gündeme dair önemli açıklamalarda bulunan Genel Başkan Mahmut Arslan, asgari ücret tespit sürecine ilişkin eleştirilerini dile getirdi.
Arslan, konfederasyon olarak 50 yıldır Asgari Ücret Tespit Komisyonu'nun mevcut yapısına itiraz ettiklerini vurguladı. Komisyonun yapısının sağlıklı olmadığını belirterek, "Her yıl tekrar edilen bir tiyatro var. Bu tiyatroda rol alan bir kısım aktörler var, rollerini oynuyorlar. Yılın sonunda asgari ücret belirleniyor. Aynı tartışmalar devam ediyor. Bu Asgari Ücret Tespit Komisyonu yapısıyla sağlıklı bir asgari ücret çıkarmak mümkün değil," ifadelerini kullandı.
Komisyonda Değişim Çağrısı
HAK-İŞ lideri, komisyonun demokratik, katılımcı ve çoğulcu bir anlayışla yeniden inşa edilmesi gerektiğini savundu. İşçi kesiminin temsilinde reform talep eden Arslan, "İşçi kesiminin teşkilinde daha katılımcı, çoğulcu ve herkesin üye sayısınca temsil edildiği bir komisyon yapısı olması gerekiyor" dedi.
Arslan, TÜRK-İŞ'in geçtiğimiz yıl komisyon toplantılarına katılmayacağını açıklaması üzerine duyduğu memnuniyeti dile getirerek, üç büyük konfederasyonun (HAK-İŞ, TÜRK-İŞ, DİSK) komisyonun yapısıyla ilgili ortak bir bakış açısına sahip olduğunu kaydetti.
Önemli Vurgu: "Eğer hükümet, parlamento, bu konuda yasal bir düzenleme yapamazsa ve aralık ayında Sayın Bakan, sadece TİSK'le oturup asgari ücreti belirlemeye karar verirse... Türk endüstri ilişkiler sistemi tarihi bir yara alır ve bunu telafi etmek gerçekten çok daha zorlaşır."
Almanya Örneği ve Yıl Boyu Çalışma Önerisi
Dünyadaki örnekleri de göstererek önerilerini sıralayan Arslan, Almanya'daki modeli işaret etti: "Almanya'da asgari ücreti, işçi ve işveren temsilcileri belirliyor. Bir de aralarında hakem seçiyorlar."
Türkiye'deki komisyonun yapısına dair önemli bir reform talebi de getiren Mahmut Arslan, "Batı'da olduğu gibi komisyonun bir genel sekreterliğinin olması ve 12 ay çalışması gerekiyor" diyerek, çalışmaların yılın tamamına yayılması gerektiğini belirtti.
Ayrıca, Türkiye'de çalışanların yaklaşık yüzde 50'sinin asgari ücretli olmasının bir "adaletsizlik" olduğunu ve asgari ücrete endeksli ceza ve sosyal yardım gibi uygulamaların sonlandırılması gerektiğini de sözlerine ekledi.
