Türkiye'nin önemli ticaret ve turizm merkezlerinde, özellikle İstanbul Kapalıçarşı çevresinde, uzun süredir konuşulan sahte dolar problemi yeniden tırmanışa geçti. Son aylarda artan şikayetler, bazı döviz büroları ve ATM'lerin 50 dolarlık banknotları ile belirli eski basım 100 dolarlık banknotları kabul etmemesi üzerine odaklanıyor.
💸 Sahte Banknotlar Ticareti Kilitliyor
Kapalıçarşı kaynakları, piyasada son bir yılda tespit edilen sahte 50 dolar ve sahte 100 dolar miktarının ciddi seviyelere ulaştığını doğruluyor. Bu durum karşısında bazı döviz büroları, kendilerini koruma amacıyla söz konusu banknotları ya tamamen reddediyor ya da piyasa kurunun 2-3 lira altında işlem görüyor.
Döviz bozduran vatandaşlar, düşük kurdan işlem yapma zorunluluğu nedeniyle maddi kayıp yaşadıklarını belirtirken, turistik bölgelerdeki esnaf ise turistlerin ödeme yapamaması sonucu satış kaybı ve müşteri memnuniyetinde düşüş yaşadığını ifade ediyor. Bir Kapalıçarşı esnafı, "Turist geliyor, cebinde 50 dolar var ama biz alamıyoruz. Hem satış kaybımız oluyor hem de müşteri memnuniyeti düşüyor," diyerek mağduriyeti dile getiriyor.
Sektör Güvensizlik Yaşıyor: Esnaf Resmi Çözüm İstiyor
İşletme sahipleri, bu belirsizliğin alışverişi yavaşlattığını ve perakende sektöründe genel bir güvensizlik ortamı yarattığını vurguluyor. Yaşananların Türkiye’nin ticari imajını olumsuz etkilediğini belirten esnaf, konunun resmî kurumlar tarafından acilen netleştirilmesi ve çözüme kavuşturulmasını talep ediyor.
Döviz büroları ise kendilerini savunarak sahte para riskinin olağanüstü arttığını ve kendilerini korumak zorunda olduklarını belirtiyor.
Uzmanlardan Güvenlik ve Denetim Çağrısı
2024 yılında da benzer bir kriz yaşanmış, ancak para sayma makinelerinin yenilenmesi ve bankaların aldığı ek güvenlik tedbirleri sorunu kısa süreliğine hafifletmişti. Ancak uzmanlar, mevcut çözümün banknot güvenlik denetimlerinin artırılması, bilgilendirme çalışmalarının güçlendirilmesi ve düzenleyici kurumların sahte para ile mücadelede güncel bir yol haritası yayımlamasıyla mümkün olabileceğini belirtiyor.
Yaşanan krizin devam etmesi halinde perakende sektörünün ve ülkenin turizm gelirlerinin olumsuz etkileneceği uyarısı, sektör temsilcilerinin ortak endişesi olarak öne çıkıyor.
