TCMB, son faiz kararı metninden "TL'nin reel olarak değerlenmesi" ifadesini çıkararak dikkatleri çekti. Bu değişiklik, piyasalarda ve ekonomi çevrelerinde önemli tartışmalara yol açtı. Söz konusu ifadenin metinden çıkarılmasına yönelik uzmanlardan yorumlar geldi.
Merkez Bankası'nın önceki metinlerinde yer alan "TL'nin reel olarak değerlenmesi" ifadesi, Türk Lirası'nın enflasyona göre daha az değer kaybettiğini, yani alım gücünün arttığını gösteriyordu.
Bu durum, özellikle ithalatı ucuzlatarak enflasyonla mücadeleye katkı sağlayabilse de ihracatçıların ürünlerini döviz cinsinden satarken rekabet gücünü kaybetmesine neden oluyordu.
Prof. Dr. Hakan Kara'ya göre bu ifadenin metinden çıkarılması, "ihracatçıların rekabet gücü kaybı konusunda limite gelindiğinin kabul edilmesi" anlamına geliyor. Yani, Merkez Bankası'nın artık reel değerlenmenin ihracat üzerindeki olumsuz etkilerini daha fazla göz ardı edemeyeceği yorumu yapılıyor.
Ekonomistlerin Yorumları: Kur Hareketliliği ve Politika Sinyalleri
Ekonomist Emre Şirin de bu değişikliğin doğrudan kur hareketliliği ile ilişkili olduğunu belirtiyor. Şirin'e göre, bu hamle bundan sonraki süreçte kurda yukarı yönlü bir hareket olabileceği izlenimini yaratıyor.
Ancak, Mehmet Şimşek'in ekonomik programının özünde kurun baskılanması olduğunu ve bu durumdan nasıl vazgeçileceğinin dikkatle izlenmesi gerektiğini vurguluyor.
Şirin ayrıca, turizm ve üretimin rekabet gücü için kurun serbest bırakılması gerektiğini savunuyor. Ona göre, şu an uygulanan politika her ne kadar 'sıkı' olarak adlandırılsa da, aslında gevşek bir görünüm sergiliyor.
Gelecek dönemde kredi kanallarının da açılabileceğini öngörüyor ve faiz indirimlerinin temelinde reel sektörün ve bireylerin yüksek borçluluğu olduğunu ifade ediyor.
Programın Sürdürülebilirliği ve Beklentiler
Uzmanlar, TL'nin değerlenmesi ifadesinin çıkarılmasının, ekonomi yönetiminin enflasyonla mücadelede tam anlamıyla başarı elde edemediğinin bir işareti olabileceğini de belirtiyor.
Emre Şirin, doların serbest bırakılmasının zorunlu olduğunu ancak bunun siyasi nedenlerle ertelendiğini ve asıl sorunun para politikasından ziyade siyasette olduğunu belirtiyor.
Sonuç olarak, Merkez Bankası'nın bu metin değişikliği, ekonomideki önceliklerin değiştiğine ve özellikle ihracatçıların taleplerinin daha fazla dikkate alındığına işaret ediyor.
Bu durumun, önümüzdeki dönemde kur politikaları ve enflasyonla mücadele üzerinde nasıl bir etki yaratacağı ise merakla bekleniyor.
