İtalyan Ticaret ve Sanayi Odası Derneği (CCIIST) Başkanı Stefano Kaslowski, Türkiye’nin Avrupa için kritik bir tedarikçi olabileceğinin altını çizerek, iki ülke arasındaki ticari iş birliğinin sadece klasik sektörlerle sınırlı kalmayıp dijitalleşmeye odaklanması gerektiğini belirtti.
ABD'nin korumacı politikalarının küresel tedarik zincirleri üzerindeki baskısı devam ederken, Türkiye ekonomisi yılın ocak-kasım döneminde İtalya pazarıyla güçlü ilişkilerini korudu ve ihracatı önemli ölçüde artırdı.
İtalya'ya İhracat 11,3 Milyar Dolara Ulaştı
Türkiye İhracatçılar Meclisi (TİM) verilerine göre, Türkiye'nin İtalya'ya gerçekleştirdiği ihracat, 2025 yılının ilk 11 ayında geçen yılın aynı dönemine kıyasla yüzde 5 artış göstererek 11 milyar 368,2 milyon seviyesine yükseldi. Bu rakam, Türkiye'nin aynı dönemdeki toplam ihracatının yüzde 4,6'sını oluşturdu. Kasım ayında ise ihracat, geçen yıla göre yüzde 1,6 artışla 1 milyar 70,8 milyon olarak kayda geçti.
Toplam ihracatımız ise ocak-kasım döneminde yıllık bazda yüzde 3,7 artışla 247 milyar 187 milyon oldu.
Otomotiv Lider, Demir ve Kimyevi Maddeler Yükselişte
İtalya'ya yapılan dış satımda sektörler bazında liderliği, 3 milyar dolarla otomotiv endüstrisi aldı. Otomotivi 1,5 milyar dolarla kimyevi maddeler, 1 milyar dolarla çelik ve 955,4 milyon dolarla demir ve demir dışı metaller takip etti.
Önemli bir not olarak, demir ve demir dışı metaller yüzde 26,5, kimyevi maddeler yüzde 20 ve çelik yüzde 2,7 ile ihracat artışında dikkat çeken sektörler oldu. İstanbul, 4,1 milyar dolarla İtalya'ya en çok ihracat yapan il olarak öne çıktı.
Kaslowski'den Dijitalleşme ve Çin Rekabeti Vurgusu
AA muhabirine konuşan CCIIST Başkanı Stefano Kaslowski, Türkiye-İtalya dostluğunun 140 yıllık bir geçmişe dayandığını ve mevcut dünya düzeninde iki ülkenin birbirine daha fazla ihtiyacı olduğunu belirtti.
Kaslowski, "Avrupa’nın stratejik anlamda yakın ülkelerden tedarik sağlamak konusunda Türkiye, çok daha büyük bir rol oynayabilir," dedi ve özellikle yeni dönemde klasik sektörlerin yanı sıra dijitalleşmenin de ön plana çıktığını ifade etti.
İkili ticaretteki 40 milyar dolarlık hedefin hızla yaklaştığını belirten Kaslowski, bu potansiyelin önündeki en büyük engellerden birinin Gümrük Birliği Anlaşması'nın güncellenmesi gerekliliği olduğunu söyledi:
"Yeni Gümrük Birliği mevzuatı ve anlaşmasıyla Türkiye'yi Avrupa'ya, Avrupa'yı da Türkiye'ye bağlayan serbest dolaşımı sağlamak için yenilenmesi şart."
Çin'in agresif fiyat politikalarıyla oluşan haksız rekabete de değinen Kaslowski, hem Türkiye'nin hem de Avrupa'nın sanayilerini korumak adına hızlı ve güdümlü kararlar alması gerektiğini vurguladı.
Hedef 100 Milyar Dolarlık İş Hacmi
Kaslowski, Türkiye'nin Kafkaslar'daki ucuz enerji kaynaklarına ulaşım noktasında bir koridor vazifesi görerek Avrupa'nın dijital dönüşümüne ve yapay zeka yarışına katkı sağlayabileceğini de ekledi. Güvenin ticari ilişkilerin temeli olduğunu belirten Kaslowski, "Güven olduktan sonra bu iki ülke 40 milyar dolar değil belki 100 milyar dolarlık hedefleri konuşabilir," sözleriyle büyük potansiyele dikkat çekti.
