Yeni Şafak gazetesinin “Ekonomiye Can Verecek 6 Adım” başlığıyla duyurduğu öneriler, kulağa umut verici gelse de iktisat bilimi açısından ciddi soru işaretleri barındırıyor. Gazete; faiz vergisini artırmak, döviz alımına vergi koymak, akaryakıttaki ÖTV’yi sıfırlamak, Asya ülkelerine gümrük tarifesi getirmek, üreticiden tüketiciye “Cumhur Reyonu” kurulmasını önermek ve faiz–kur sarmalını düşük oranlarla kırmayı savunmuştu. Ancak bu maddelerin büyük bölümü ekonomik denge yasalarıyla çelişiyor.
1. Döviz ve Faiz Vergisi Önerisi: Sermaye Kontrolü Riski
Döviz işlemlerine vergi koymak veya faiz gelirine yüksek oranda vergi getirmek, kısa vadede TL’ye yöneliş yaratabilir. Fakat uzun vadede sermaye çıkışı ve kayıt dışı döviz piyasalarının oluşması gibi olumsuz sonuçlar doğurur. Modern ekonomi, serbest sermaye hareketlerinin kısıtlanmasını piyasa güvenini sarsan bir hamle olarak görür.
2. Akaryakıt Vergisinin Sıfırlanması: Bütçe Disiplini Sorunu
Türkiye’nin vergi gelirlerinin yaklaşık beşte biri akaryakıt üzerinden elde edilir. Bu vergilerin sıfırlanması veya ciddi biçimde düşürülmesi, bütçe açığını artırır. Kısa vadede fiyatları düşürse bile uzun vadede mali disiplini bozarak enflasyonu yeniden körükler.
3. Gümrük Tarifeleri: Korumacılıkla Gelen Fiyat Artışı
Dört Asya ülkesine ek gümrük tarifesi getirilmesi önerisi, yerli üreticiyi korumayı hedefliyor. Ancak bu tip korumacılık önlemleri, rekabeti azaltır, tüketici fiyatlarını yükseltir ve uzun vadede üreticinin verimliliğini düşürür. Bu nedenle iktisat bilimi bu tarz uygulamaları “verimlilik kaybı” olarak değerlendirir.
4. “Cumhur Reyonu” Fikri: Devlet Eliyle Perakende Zinciri
Üreticiden tüketiciye doğrudan satış fikri popülist görünse de, devlet eliyle perakende ağı kurmak sürdürülebilir değildir. Lojistik, stok ve fiyat kontrolü gibi süreçler kamu yönetiminin etkinliğiyle bağdaşmaz; özel sektörün dinamizmini baltalar.
5. Faiz–Kur Sarmalını Düşük Faizle Kırmak: Ters Etki
Faiz indiriminin enflasyonu düşüreceği varsayımı, iktisat literatüründe neden–sonuç ilişkisini ters okumak olarak kabul edilir. Faiz indirimi, üretim kapasitesi artırılmadan yapılırsa dövizi ve enflasyonu yükseltir. Türkiye, 2018–2021 döneminde bu politikayı denemiş ve sonuç olarak rekor düzeyde enflasyon yaşamıştır.
Popülizm Bilimin Yerini Alamaz
Yeni Şafak’ın önerileri, ekonomik temellerden çok siyasi mesajlar içeriyor.
Kısa vadede “rahatlama” sağlayacak gibi görünse de, orta ve uzun vadede döviz kaçışı, bütçe açığı ve enflasyonist baskı gibi sorunları büyütebilir.
Gerçek çözüm; faiz veya vergi hamlelerinden değil, üretkenlik artışı, hukuk güvenliği, yatırım teşviki ve yapısal reformlardan geçiyor.
İktisat bilimi, bu tür popülist reçetelerin sonunda daha yüksek enflasyon ve daha düşük güven getireceğini defalarca göstermiştir.
