Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz, Türkiye Büyük Millet Meclisi (TBMM) Plan ve Bütçe Komisyonu'nda yaptığı sunumla 2026 Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanunu Teklifi ve 2024 Yılı Merkezi Yönetim Kesin Hesap Kanunu Teklifi hakkında önemli açıklamalarda bulundu.
Yılmaz, "istikrar ve refah bütçesi" olarak nitelendirdiği 2026 bütçesi hedefleri kapsamında, kişi başına düşen milli gelirin 2026'da 18 bin 621 dolar seviyesine çıkacağını beklediklerini ifade etti.
Türkiye Ekonomisi Yüksek Gelir Grubuna Yaklaşıyor
Türkiye ekonomisinin son dönemdeki büyüme performansının somut göstergelerinden birinin milli gelir artışı olduğunu vurgulayan Yılmaz, 2024 yılı itibarıyla 15 bin 325 dolar olarak gerçekleşen kişi başına düşen milli gelirin, 2025 yılında 17 bin 748 dolara yükselmesinin beklendiğini kaydetti.
Yılmaz, "Kişi başına düşen milli gelirin 2026 yılında ise 18 bin 621 dolar seviyesine çıkması beklenmektedir. Orta Vadeli Program dönemi sonunda ise 21 bin dolara yaklaşması hedeflenmektedir," diyerek, 2025 sonunda milli gelirin ilk kez 1,5 trilyon doların üzerine çıkacağını ve Türkiye'nin tarihinde ilk kez yüksek gelirli ülkeler grubuna girmesinin öngörüldüğünü sözlerine ekledi.
Türkiye Yüzyılı'nın 3. Bütçesi: İstikrar ve Güven Temelli
Konuşmasında bütçenin temel felsefesine de değinen Cumhurbaşkanı Yardımcısı Yılmaz, 2026 yılı bütçesinin, "Türkiye Yüzyılı hedefleri doğrultusunda hazırlanan 3’üncü bütçe" olduğunu belirtti. Yılmaz, ülkenin ekonomik ve sosyal kazanımlarının temelinde son 23 yıldır sağlanan güçlü siyasi istikrar ve güvenin yer aldığını dile getirdi.
2026 bütçesinin yatırım, istihdam, üretim ve ihracatı destekleyerek, kalıcı istikrarı, kapsayıcı kalkınmayı ve refahı toplumun tüm kesimlerine yaymayı hedeflediğini söyledi.
Küresel Riskler ve Büyüme Hedefleri
Küresel ekonomideki zorluklara da dikkat çeken Yılmaz, Rusya-Ukrayna Savaşı, Orta Doğu'daki gerilimler ve 2025 yılı ortasındaki İran-İsrail "On İki Gün Savaşı" gibi jeopolitik hadiselerin enerji ve gıda arz güvenliği üzerinde baskı oluşturduğunu aktardı.
Tüm bu küresel zorluklara rağmen Türkiye ekonomisinin 2020-2024 döneminde birikimli olarak yüzde 30,3 oranında büyüdüğünü belirten Yılmaz, "Yıllık ortalama büyüme açısından Türkiye’nin büyüme performansı yüzde 5,4 ile dünya ortalamasını neredeyse ikiye katlamıştır," dedi.
Türkiye'nin 2025'te dünya ekonomileri sıralamasında bir basamak yükselerek 16’ncı büyük ekonomi olması beklentisini paylaşan Yılmaz, 2026 yılında ise ekonomide güçlü politika eşgüdümü ve enflasyonda kalıcı düşüşle birlikte yüzde 3,8 oranında büyüme hedeflendiğini duyurdu.
İstihdam ve Enflasyonla Mücadele
İşgücü piyasalarına dair de bilgi veren Yılmaz, 2024 yılında istihdamın 988 bin kişi arttığını ve işsizlik oranının son 28 aydır tek hanede seyrettiğini vurguladı. 2026 yılında işsizlik oranının yüzde 8,4’e gerilemesi ve önümüzdeki üç yılda toplam 2,5 milyon ilave istihdamla 2028’de yüzde 8’in altına inmesi öngörülüyor.
Yılmaz, dezenflasyon sürecinin kararlı bir şekilde sürdürüldüğünü belirterek, "Eylül 2025 itibarıyla yıllık tüketici enflasyonu, 2024 yıl sonuna kıyasla 11,1 puan azalarak yüzde 33,3 seviyesine gerilemiştir," ifadeleriyle konuşmasını tamamladı.
