Türkiye'de sanayi sektöründeki işletmeler, artan maliyetler, finansmana erişim zorluğu ve iç pazar daralması nedeniyle ciddi bir darboğazdan geçiyor. Ekonomim yazarı Hakan Güldağ, 22 Mayıs 2025 tarihli köşesinde, sahadan aktardığı örneklerle sanayicilerin “çıkış yolu” aradığını, ancak çoğunun üretimden çekilmeyi düşündüğünü yazdı.
Güldağ’ın aktardığına göre, özellikle metal sektöründe faaliyet gösteren bir sanayici, yaşanan durumu “Ben de satmayı planlıyorum. Ama piyasada alıcı yok. Kim, niye fabrika alsın?” sözleriyle özetliyor. Satış niyeti olan sanayici bulunsa da yatırım yapmak isteyen neredeyse yok. Bu da sektör genelinde yatırım iştahının bıçak gibi kesildiğine işaret ediyor.
Kredi Aldı, Zarar Etti: Yatırım Yapan da Pişman
Bir başka örnekte ise YTAK (Yatırıma Tahsisli Kredi) ile yatırım yapan bir sanayici, faizlerin artmasıyla birlikte kullandığı kredinin yükünü kaldıramadığını, projeden zarar ettiğini ve krediyi yeniden yapılandırmak zorunda kaldığını ifade ediyor. Bu durum, düşük faiz döneminde verilen yatırım teşviklerinin şu an zarara dönüştüğünü gösteriyor.
Sektörün Geleceği: “Savruluyoruz...”
Yazıda en dikkat çekici sözlerden biri tekstil sektöründen Yavuz Kaya’ya ait:
“Kira yüksek deyince mülk sahibi kızacak. İşçilik yüksek deyince çalışan ‘geçinemiyorum’ diyecek... Yakında kirayı ödeyenler de ‘ödeyemiyorum’ diyecek. Biz de, herkes haklı diyeceğiz. Savruluyoruz...”
Bu ifade, tüm tarafların kendi penceresinden haklı olduğu bir çıkmazı özetliyor. Sanayici üretimden kaçıyor, mülk sahibi gelirini maksimize etmeye çalışıyor, çalışan ise hayat pahalılığı karşısında direniyor. Ortada kalan ise reel ekonomi.
