Otonom sürüş teknolojilerinin kalbi olarak görülen LiDAR sistemlerinin öncü üreticisi Luminar, yaşadığı derin finansal kriz ve yönetimsel çalkantıların ardından iflas bayrağını çekti. Bir dönem piyasa değeriyle sektörü domine eden şirketin çöküşündeki en büyük etken, otomotiv devi Volvo ile olan stratejik ortaklığın sona ermesi oldu.
Volvo Ayrılığı Kırılma Noktası Oldu
Luminar için sonun başlangıcı, 2024 yılı itibarıyla en büyük müşterisi konumunda olan Volvo'nun beş yıllık iş birliğini tek taraflı feshetmesiyle geldi. Şirketin gelir modelinin merkezinde yer alan bu dev anlaşmanın iptali, mali yapıda telafi edilemez bir gedik açtı. Volvo’nun çekilmesiyle birlikte yatırımcı güvenini de kaybeden şirket, nakit akışını yönetemez hale geldi.
CEO Skandalı ve Yönetim Krizi
Mali darboğazın yanı sıra Luminar, etik skandallarla da sarsıldı. Yılın başında kurucu CEO Austin Russell'ın etik soruşturmalar kapsamında görevden alınması, kurumsal itibara ağır darbe vurdu. Ardı ardına gelen işten çıkarmalar ve yönetimdeki belirsizlikler, yeniden yapılanma çabalarını sonuçsuz bıraktı.
Varlıklar Satışa Çıkarılıyor: 110 Milyon Dolarlık Anlaşma
İflas süreciyle birlikte şirket varlıklarını nakde çevirmek için mahkemeye başvurdu. Gelen bilgilere göre:
Yarı İletken Birimi: Quantum Computing firmasına 110 milyon dolar karşılığında satılıyor.
LiDAR Operasyonları: Satış süreci tamamlanana kadar teslimatların devam edeceği, ancak sonrasında faaliyetlerin tamamen durdurulacağı öngörülüyor.
Borç Yükü Varlıkları İkiye Katladı
Mahkeme kayıtları, Luminar’ın mali tablosundaki vahameti ortaya koydu. Şirketin varlıkları 100-500 milyon dolar bandında kalırken, toplam borç yükünün 500 milyon ile 1 milyar dolar arasında olduğu bildirildi.
2017’de kurulan ve Mercedes-Benz’den Tesla’ya kadar pek çok devle çalışan Luminar’ın bu vedası, otonom sürüş pazarındaki yüksek maliyetli rekabetin ve üretici bağımlılığının risklerini bir kez daha kanıtlamış oldu.
