YatırımX Ekonomi Halkbank Davasında Gözler ABD Yüksek Mahkemesi'nde! Tarihi Karar Eşiği

Halkbank Davasında Gözler ABD Yüksek Mahkemesi'nde! Tarihi Karar Eşiği

Yıllardır süren ve uluslararası hukukta emsal teşkil etmesi beklenen Halkbank davası bugün ABD Yüksek Mahkemesi'nde kapalı oturumda değerlendirilecek.

Yıllardır süren ve uluslararası hukukta emsal teşkil etmesi beklenen Halkbank davası, bugün ABD Yüksek Mahkemesi'nde kritik bir duruşmayla yeni bir dönemece giriyor. 

ABD'nin İran'a yönelik yaptırımlarını delmekle suçlanan banka için Türkiye, davanın Yabancı Devlet Dokunulmazlığı Yasası kapsamında görülmesini ve yargılamanın Türkiye’de yapılmasını talep ederken; New York Mahkemesi ise ABD'de yargılama konusunda ısrarcı.

ABD Yüksek Mahkemesi, bugünkü duruşmada Halkbank'ın temyiz talebinin esastan görülüp görülmeyeceğine karar vermek üzere tarafları dinleyecek. 

Bu karar, davanın nihai sonucunu belirlemede kilit bir rol oynayacak ve Türkiye'nin "egemenlik dokunulmazlığı" savunmasının kabul edilip edilmeyeceğine dair ilk önemli işareti verecek.

Temel Çatışma: Devlet Görevi mi, Ticari Suç mu?

Davanın özü, Halkbank’ın Türkiye Cumhuriyeti’ne ait çoğunluk hissesine sahip bir kurum olarak mutlak dokunulmazlığa sahip olup olmadığı sorusu etrafında dönüyor.

ABD'nin İddiası: Ağustos 2025’te sunulan itiraz dilekçesinde ABD hükümeti, Halkbank’ın eylemlerini "hükümet görevi" değil, "ticari suç" olarak nitelendiriyor. Temel argüman, bir devletin ticari bir şirkete ortak olduğunda, o şirketin ticari faaliyetler açısından egemenlik ayrıcalıklarından feragat etmiş sayıldığı yönünde. 

ABD, bu davanın "tarihte görülmemiş" olduğu iddialarını da reddederek, son 70 yılda yabancı devletlere ait şirketlere karşı ceza yargılaması yetkisini kullandığına dair örnekler sunuyor.

Halkbank'ın Savunması: Bankanın 19 Ağustos 2025’teki nihai cevap dilekçesinde ise, bankanın sadece bir "ticari banka" değil, "Türkiye devletinin bir parçası" olduğu ve vergi toplama, afet yardımı gibi sayısız devlet fonksiyonunu yerine getirdiği belirtiliyor. 

Halkbank, teamül hukukuna göre ticari faaliyet istisnasının bile ancak bir devletin “kendi toprakları dışındaki” faaliyetleri için geçerli olabileceğini savunuyor. Bankaya atfedilen tüm eylemlerin Türkiye toprakları içinde gerçekleştiği vurgulanarak, ABD’de yargılanamayacağı ileri sürülüyor.

Yüksek Riskli Siyasi Denklem

Yıllardır süren davanın bu en hassas aşamasına gelinirken, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın 25 Eylül’de ABD Başkanı Trump ile gerçekleştirdiği görüşme ve ikilinin ‘dostane’ pozları, davanın hukuki seyrinin olası siyasi etkileşimlerden bağımsız ilerleyip ilerlemeyeceği konusunda soru işaretleri yaratıyor.

ABD’nin, Halkbank'ı yaklaşık 20 milyar dolarlık kısıtlanmış İran fonunu serbest bırakmak ve bunun en az 1 milyar dolarını ABD finans sistemi üzerinden aklamak için uzun yıllara yayılmış bir planın parçası olmakla suçladığı bu davanın sonucu, sadece iki ülke ilişkilerini değil, uluslararası Egemenlik Dokunulmazlığı hukukunun geleceğini de yakından etkileyecek.

Yorumlar
* Bu içerik ile ilgili yorum yok, ilk yorumu siz yazın, tartışalım *