ABD Başkanı Donald Trump, ikinci döneminin ilk kabine toplantısında Avrupa Birliği'nden yapılan tüm ithalatlara %25'lik geniş bir tarife uygulamayı planladığını duyurdu. Ancak, ekonomi uzmanlarına göre, Trump’ın bu kararını uygulamadan önce Avrupa'daki ekonomik sıkıntıları dikkate alması gerekebilir.
Almanya, İtalya ve Fransa, ciddi ekonomik zorluklarla karşı karşıya. Almanya, uzun süredir resesyon ile mücadele ediyor, İtalya ve Fransa ise yüksek kamu borçlarıyla boğuşuyor. Trump’ın "Önce Amerika" politikası, bu ülkelerdeki olumsuz ekonomik durumları daha da kötüleştirebilir, hatta yeni bir Euro Bölgesi borç krizi oluşturabilir. 2010’daki Yunanistan borç krizi küresel finans piyasalarını olumsuz etkilemişti ve benzer bir kriz, Avrupa'nın büyük ekonomilerinde, özellikle Fransa ve İtalya’da, küresel piyasalar üzerinde ciddi sonuçlar doğurabilir.
Almanya ekonomisi, Kovid-19 pandemisi sonrası toparlanamayıp 2023 itibariyle resesyona girdi. Ayrıca, Trump’ın önerdiği %25'lik ithalat tarifeleri Alman ekonomisine zarar verebilir. Almanya'nın merkez bankası, bu tarifelerin uygulanması durumunda ekonominin 2027'de %1,5 daralabileceği uyarısını yaptı.
Trump, Avrupa'yı hedef alan yeni tarifelerle ticaret savaşını derinleştirmeyi düşünüyor. Çelik ve alüminyum ithalatına uygulanan tarifelerin yanı sıra, otomobil ve ilaç ürünleri için de benzer tarifeler gündemde. ABD, bu ürünlerin büyük kısmını Almanya’dan ithal ediyor. Ayrıca, ticaret fazlası veren ülkeleri hedef almayı planlıyor. 2024'te Almanya'nın ABD ile olan ticaret fazlası 72 milyar dolara ulaşmıştı.
İtalya ve Fransa ise, yüksek kamu borçları ve bütçe açıklarıyla başa çıkmakta zorlanıyor. Bu iki ülke, Euro Bölgesi'nde sürdürülebilir mali reformlar gerçekleştirebilmek için siyasi iradeden yoksun görünüyor. Aynı zamanda, Almanya'nın ekonomik gerilemesi de bu ülkelerin borç yüklerini artırabilir.
Trump’ın, Avrupa’daki bir resesyon ve borç krizinin küresel finansal sistem için tehlike oluşturacağını kabul etmesi, geri adım atmasının önündeki en büyük engel olabilir. Geçmişteki Yunanistan krizi, ABD ve Avrupa ekonomilerinin birbirine ne kadar bağlı olduğunu gösterdi. Avrupa'daki bir durgunluk, ABD borsalarını da olumsuz etkileyebilir. Bu nedenle, Avrupa'nın kendini bir ticaret savaşına hazırlaması ve yapısal reformlara yönelmesi gerekebilir.
Trump'ın "Önce Amerika" politikasına sıkı sıkıya bağlı kalması, Avrupa'nın ekonomik geleceğini tehdit ederken, Avrupa Merkez Bankası eski Başkanı Mario Draghi’nin reform önerileri, kıtanın bu zorluklarla başa çıkabilmesi için bir yol haritası sunuyor.
