Türkiye’de 2025 Temmuz ayı itibarıyla emekli ve memur maaş zam oranları resmi olarak açıklandı. Türkiye İstatistik Kurumu’nun (TÜİK) Haziran ayı enflasyon verilerine göre, SSK ve Bağ-Kur emeklileri için maaş zammı %16,67, memur ve memur emeklileri için ise %15,57 olarak belirlendi. Peki, bu zam oranları piyasaları ve ekonomiyi nasıl etkileyecek? Her şeye zam gelir mi? İşte detaylı analiz ve olası etkiler.
Emekli ve Memur Zam Oranları
TÜİK’in açıkladığı verilere göre, 2025’in ilk 6 ayı için enflasyon oranı %15,75 olarak gerçekleşti. Bu oran, SSK ve Bağ-Kur emeklilerinin maaşlarına doğrudan yansırken, memur ve memur emeklileri için toplu sözleşme zammı (%5) ve enflasyon farkı (%10,57) eklenerek toplam %15,57’lik bir artış sağlandı. En düşük memur maaşı 43.357 TL’ye, en düşük emekli memur maaşı ise 19.448 TL’ye yükseldi.
Emekli ve memur maaşlarına yapılan zamlar, ekonomik dinamikleri doğrudan etkileyen önemli bir faktördür. İşte bu zamların piyasalar üzerindeki olası etkileri:

Tüketim Harcamalarında Artış:
Yaklaşık 14 milyon emekli ve 3,6 milyon memurun maaşlarındaki artış, tüketim talebini canlandırabilir. Özellikle gıda, tekstil, sağlık ve hizmet sektörlerinde harcama artışı bekleniyor. Ancak, bu artışın boyutu, zam oranlarının reel enflasyon karşısındaki yeterliliğine bağlı. Sendikalar, açıklanan zam oranlarının market ve pazardaki gerçek enflasyonla uyuşmadığını savunuyor.
Enflasyonist Baskı:
Maaş zamları, piyasada dolaşan para miktarını artırarak talep yönlü enflasyonu tetikleyebilir. Özellikle temel ihtiyaç maddelerine olan talebin artması, fiyatların yükselmesine neden olabilir. Ancak, TÜİK’in açıkladığı %44,38’lik yıllık enflasyon oranının, bağımsız kaynaklarca daha yüksek (%60 ve üzeri) tahmin edildiği göz önüne alındığında, zam oranlarının alım gücünü artırmada yetersiz kalabileceği belirtiliyor. Bu durum, her şeye zam gelme olasılığını artırabilir.
Kira ve Hizmet Sektörü:
2024’te kira artış sınırı kaldırılarak enflasyon oranına bağlanmıştı. Temmuz 2025’te kira artış oranı %43,2 olarak hesaplanırken, maaş zamlarının bu oranın altında kalması, kiracı emekli ve memurların bütçesini zorlayabilir. Ayrıca, hizmet sektöründe (ulaşım, restoran, eğitim) fiyat artışları hızlanabilir.
Esnaf ve Küçük İşletmeler:
Maaş zamları, yerel esnaf ve küçük işletmeler için olumlu bir etki yaratabilir. Artan tüketici harcamaları, özellikle gıda ve perakende sektöründe ciroları artırabilir. Ancak, zamların yetersiz bulunması durumunda bu etki sınırlı kalabilir.
Her Şeye Zam Gelir Mi?
Maaş zamlarının ardından piyasalarda fiyat artışları kaçınılmaz görünüyor. Ancak, “her şeye zam gelir” algısı, ekonomik koşullara ve hükümet politikalarına bağlı olarak değişebilir. Örneğin:
Refah Payı Beklentisi: Bazı kaynaklar, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın %3-4 ek refah payı ile emekli zammını %20’ye çıkarabileceğini öngörüyor. Bu, tüketim talebini artırarak fiyat baskısını güçlendirebilir.
Kök Maaş Sorunu: Kök maaşı 14.469 TL’nin altında olan yaklaşık 3,6 milyon emeklinin maaşları, zamdan etkilenmeyebilir. Bu durum, düşük gelirli emeklilerin alım gücünü sınırlayarak piyasadaki talep artışını frenleyebilir.
Ekonomiye Genel Etkiler
Alım Gücü ve Yoksulluk Sınırı: Türk-İş’e göre, Haziran 2025’te yoksulluk sınırı 85 bin TL’yi aştı. En düşük emekli maaşının 14.469 TL olması, bu sınırın çok altında kalıyor. Bu durum, emeklilerin ve memurların geçim koşullarını zorlaştırarak sosyal huzursuzluğu artırabilir.
Büyüme ve İstihdam: Tüketimdeki artış, kısa vadede ekonomik büyümeyi destekleyebilir. Ancak, enflasyonist baskının artması, faiz oranlarını ve yatırım ortamını olumsuz etkileyebilir.
Döviz Kuru ve İthalat: Zamların tüketimi artırması, ithal ürünlere talebi artırabilir. Bu, döviz kurlarını yukarı yönlü baskılayarak enflasyonu daha da körükleyebilir.
